Untitled Document
 MÜMINLERIN BILGISINE 
 GÜNÜN AYET-İ KERİME'Sİ:
Ey İman edenler! İhramlı iken (karada) av hayvanı öldürmeyin. Kim (ihramlı iken) onu kasten öldürürse (kendisine) bir ceza vardır. (Bu ceza), Kâ'be'ye hediye olarak varmak üzere, öldürdüğünün dengi olup, içinizden iki âdil kimsenin takdir edeceği bir kurbanlık hayvan veya yoksulları yedirmek suretiyle keffaret; yahut onun dengi oruç tutmaktır. (Bu) yaptığı işin kötü sonucunu tatması içindir. Allah geçmiştekileri affetmiştir. Fakat kim bir daha böyle yaparsa, Allah ondan intikam alır. Allah mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir. (Maide 95)

 GÜNÜN HADİS-İ ŞERİF'İ:
Kim yalanı ve onunla ameli terk etmezse (bilsin ki) onun yiyip içmesini bırakmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur.

 GÜNÜN SÖZÜ:
Alnım, en değerli uzvum; bunu, Sen'in rızan için, ayak bastığım yere sürüyorum.
 
 FAYDALI SİTELER 
 
 SİTEDEKİ ZİYARETÇİLER 
Şu an sitede, 6 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

 
 ZİYARETÇİ SAYACI 
Pazartesi87
Salı72
Çarşamba75
Perşembe83
Cuma59
Cumartesi73
Pazar63
Toplam:326451
En Çok:581
 
http://www.siraceddin.com - silsile - Şeyh Ahmed Şemseddin (K.S.)

    

HACI ŞEYH AHMED ŞEMSEDDİN (K.S.)
(1226-1308 Hicrî) (1811-1890 Miladî)

Bu zat, Şeyh Osman Siraceddin-i Evvel (KS)'in dördüncü oğlu olup her yönü ile âlim, fazıl, fakîh, zahid ve âbid bir şahsiyetti. Kendisi, Hormal kesiminin Zalm suyunun yakınında bulunan Ahmedova köyünde ikamet etmekteydi. Orada, ibadet etmek için bir tekke bina etmişti. Kendisi takvanın, zahidliğin, iffetin bulunmaz bir örneği idi. Gecelerini teheccüt namazı ile gündüzlerini de oruçla geçirirdi. Bir ara İstanbul'a giderek Sultan Abdülmecid'i ziyaret etmişti. Padişahın ihsan ve iltifatına mazhar olmuş, bu azametli hükümdar kendisine, Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz'in güzellik taşıyan saçlarından birkaç tel hediye etmişti. Daha sonra Hacca giderek kutsî makamları ziyaret ettikten sonra memleketine dönmüştü. 1308 tarihinde veba salgınında şehiden Allah (CC)'ın rAhmedine kavuşmuştu. Taviyla'daki babasının kabristanına defnolunmuştur.

Şeyh Ahmed Şemseddin (KS) Hazretlerinin, babası tarafından kendisine verilen irşad icazeti vardı. Kendisi keramet sahibi bir zat olup, pek akıllı ve üstün ilim ehli bir kimse idi. Veba illetinin yayıldığı sene bir gün, Hasan adında, memleketinin büyük eşrafından bir zat Şeyh Ziyaeddin (KS)'in yanına gelir ve ona: "Veba illetinden korkmaktayım. Bu hastalığın bana bulaşmaması için sizlere sığınıyorum" der. Şeyh Ziyaeddin (KS), o zata: "Ben ileri bir yaştayım, sizi kardeşim Şeyh Ahmed Şemseddin (KS)'e havale ediyorum, çünkü onun yaşı benden uzun sürecektir, o size, kendi ömrünün sonuna kadar vebaya tutulmayacağınıza kefil olur" der ve gönderir. Şeyh Ahmed Şemseddin (KS), büyük kardeşi Şeyh Ziyaeddin (KS)'in tavsiyesine uyarak bu zata kefil olur. Şeyh Ahmed (KS) veba illetinden vefat ettikten üç gün sonra o zat da vebadan vefat eder.

Şeyh Ahmed Şemseddin (KS) Hazretleri, hakkıyla bir mürşid idi. Fakat büyük kardeşi Şeyh Ömer Ziyaeddin (KS)'in hatırı için ve ona olan itaat ve edebinden dolayı irşad kürsüsüne oturmazdı. Bu sebepten müridlerinin sayısı da azdı.

Şeyh Ahmed Şemseddin (KS) Hazretleri'nin müridlerinin ikisi de Hacı Süleyman ile Hacı Mehmed Emin Efendi idi. Bu zatların ikisi de Dekkâke köyünde şeyhlerinin hizmetinde bulunuyorlardı. Bunlardan Hacı Mehmed Emin Efendi, Şeyh Ahmed Şemseddin (KS)'in birçok kerametlerine şahit olduğunu söylemiş ve bunlardan birini bana şöyle anlatmıştı: "Bir gemiye binmiş, deniz yolu ile Hacc'a gidiyorduk. Bir ara şiddetli bir fırtınaya tutulduk; gemi batacak bir duruma gelmişti. Gemi kaptanı durumu sezmiş, yolcuları tahliye etmek niyetiyle, yolcuların cankurtaran sandallarına binmesini istemişti. Yolcular sandallara binmek üzereyken, Şeyh Ahmed Şemseddin Hazretleri (KS) kaptana seslenerek: 'Korkma, bu gemiye hiç bir zarar gelmeyecektir' dedi. İlâhî hikmete bakın ki, az sonra hava yumuşayarak fırtına dindi ve ortalık süt liman kesildi. Yolcular kendilerine gelmiş, gemi yoluna emniyetle devam etmeye başlamıştı. Kaptan ve denizcileri, koşarak şeyhin yanına gelip ellerinden ayaklarından öpmeye başladılar. Kendisine biat edip tarikatına intisab ettiler. Geminin kaptanı, bu olaydan sonra bu ulu tarikatın has ve vefalı bir zatı oldu."

Bir gün Hacı Mehmed Emin Efendi, Şeyh Ahmed Şemseddin (KS) Hazretleri'nin yanına gelir ve ona: "Ben öldükten sonra Münker ve Nekir adlı meleklerden korkmaktayım, bana sizin mübarek eşyanızdan bir şey verin de bunun bereketi ile sorgu suale gelenlerden kurtulayım" der. Şeyh ona, giydiği gömleklerden birini verir.

Şeyh Ahmed (KS)'in vebadan vefatı sırasında, büyük kardeşi Şeyh Ziyaeddin (KS) yanına gelir. Şeyh Ahmed (KS), içi yandığından, ağabeyinden bir parça kar ister. Mevsim, kar mevsimi değildir. Kar, ancak dağların doruklarında bulunmaktadır. Şeyh Ziyaeddin (KS) Hazretleri, adamlarından birini kar getirmek üzere dağa gönderir. Giden şahıs karı getiremeden, Şeyh Ahmed (KS) vefat eder. Şeyh Ziyaeddin (KS), gelen kardan bir avuç alarak, ruhunu teslim etmiş olan Şeyh Ahmed (KS)'in avucuna koyar. Bu sırada Şeyh Ahmed (KS), avucundaki karı öyle sıkmaya başlar ki, kar erir. Bu olayda, üstad Molla Şeyh Abdülkadir de oradadır. Şeyh Ziyaeddin (KS)'e dönerek: "Şeyh Ahmed, kalbiyle Yüce Allah (CC)'ı anıyor, o henüz ölmemiştir" der. Şeyh Ziyaeddin (KS) de ona: "Şeyh Ahmed, bundan daha çok hallerde ölmez" der. (Yani onun ölümü böyledir).

Şeyh Ahmed (KS)'in çocuklarından biri de Şeyh Hidayettir. Bu zat sevimli, salih ve dindardı. Şeyh Alâeddin (KS) tarafından pek sevilirdi. Tecvidle Kuran-ı Kerim okurdu, sesi pek güzeldi. Onu birkaç defa dinlemiştim. Kendisi, Suhköy yakınındaki, Nezek köyünde oturmaktaydı. Orada, bizzat Hazret-i Şeyh Alâeddin (KS) tarafından kendi nezaretine verilen bir hanegâh ve medresesi bulunuyordu.

Bu zatın çocuklarından biri de Şeyh Abdullah'tı. Bu zat da Nezel köyünde oturmaktaydı. Kendisi iyi kalpli, âlim ve fazıl bir zat olup tarikat adabı ile uğraşırdı. Hayatının son günlerinde beni çok arar ve severdi. Bana" Sizi, babanız gibi kabul ediyorum" derdi.

Şeyh Abdullah'ın çocukları halen hayattadır. Bunlardan biri Şeyh Muhammed, diğeri Şeyh Osman'dır.

Şeyh Ahmed Şemseddin (KS) Hazretleri'nin, Şeyh Hasan adında bir oğlu vardı. Bu zat, Şeyh Necmeddin (KS)'in müridi idi. Daha sonra pederimin müridi olmuştu. Bu zatın hal ve etvarı, Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz'e benziyordu. Bunun içindir ki onu, namazlarımda gözümün bebeği yapmıştım. Vakitlerinin çoğunu namazla geçirirdi. Rahmetli babama her yönü ile bağlı bir şahsiyetti. Bu zatın Şeyh Mahmud, Şeyh Ata ve Şeyh Said adında üç oğlu bulunuyordu. Bu zatlar, halen hayatta olup bu ulu tarikata bağlı kimselerdir. Özellikle bu kardeşlerden Şeyh Said, âlim bir zat olup halen bana bağlı olarak bu tarikatta tedrisat işiyle uğraşmaktadır.



Başa Dön

Allah Dostu Şeyh Muhammed Osman Siraceddin-i Sani Hazretleri (KS) web sitesi.
PHPNUKE ©