GÜNÜN AYET-İ KERİME'Sİ: Onlardan önce nice nesilleri helak ettiğimizi görmediler mi? Yeryüzünde size vermediğimiz imkan ve iktidarı onlara vermiştik. Onlara bol bol yağmur yağdırmıştık. Topraklarından nehirler akıttık. Sonra da günahları sebebiyle onları helak ettik ve arkalarından başka bir nesil var ettik. (Ey Muhammed!) Eğer sana kağıda yazılı bir kitap indirseydik, onlar da elleriyle ona dokunsalardı, yine o inkar edenler, 'Bu apaçık büyüden başka bir şey değildir' diyeceklerdi. Bir de dediler ki: 'Ona (açıktan göreceğimiz) bir melek indirilse ya!' Eğer (öyle) bir melek indirseydik artık iş bitirilmiş olurdu, sonra da kendilerine göz açtırılmazdı. (Hemen helak edilirlerdi) (En'âm-6-8) GÜNÜN HADİS-İ ŞERİF'İ: İnsanoğlunun herbiri hatakârdır. Ancak hatakârların en hayırlısı tevbekâr olanlarıdır. GÜNÜN SÖZÜ: Karga, adını değiştirse de sesinden tanınır.
Şeyh Alâeddin (K.S.) Hazretleri'nin, Şeyh Osman Siraceddin (K.S.) Hazretleri'ni kendi yerlerine vekil olarak bıraktıklarına dair yazmış oldukları vasiyyet mahiyetinde mektuplar:
"Şeyh Alâeddin (KS), bu mektubu, müridlerine yazmışlardır."
Âlemlerin Rabb’i olan Allah (CC)'a hamdler olsun. Müjdeci ve korkutucu, sözü, özü doğru Efendimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e, doğru ve hak yolda onu izleyen âl ve eshabına salât ve selâmlar olsun.
Bütün sevdiklerimize, dostlarımıza ve bizlere mensup olanlara selâm ve hayırlı duadan sonra Yüce Allah (CC)'tan sizlere İlâhî taat ve ihsan, zikir yolunda saf ve hâlis riya, vehim ve şüpheden uzak hayırlı başarılarla, bu zamanın kazâ, belâ ve afetlerinden korunmanızı dilerim.
Şimdi size vasiyyetim hakkında kalbimde tasarlayıp göstereceğim bir husus vardır. Sizlere, hak ve sevap kelimelerinin ne olduğunu açıklayacağım. Zira benim en kıymetli ve irşada yetkili aziz oğlum, veliahdım ki, kendisine Siraceddin adını veren ve bizleri müjdeleyen dedem Osman Siraceddin (KS) Hazretleri ile muhterem babam Şeyh Ziyaeddin (KS) Hazretleri, doğan bu çocuğun adını Osman olarak koymuşlardır.
Bu küçük Osman, buluğ yaşına varmadan bu ulu tarikata girmiş, şu ana kadar bu görevle uğraşmış, tarikatı ve tevhid kelimesini kazanmak için kelimenin tam manasıyla, seferde ve hazarda Allah (CC) yolunda gereken cihadda bulunmuştur. Hakk Teâlâ (CC), güçlü Kitabı’nın Ânkebut Sûresi 69. Âyet’inde: "Uğrumuzda mücahede edenleri elbette yolumuza götürürüz, Allah, iyi iş işleyenlerle beraberdir" buyurmaktadır.
İşte Osman, Hakk Teâlâ (CC)'nın buyruğu doğrultusunda yetişmiştir. Kendisi sâdık ve vefalı olup, bu güne dek emirlerime son derece titizlikle itaat etmiştir. Ben de bütün ciddiyetim ve varlığımla, zâhiren ve bâtınen terbiye ile yetişmesine itina ettim. Halen onun yanında babamın el yazısıyla yazılmış adıyla birlikte bir kitabı vardır. Ben, ondan son derece memnun olduğumu beyan ederim ve tam rızamı aldığından dolayı sevinç duymaktayım. Çünkü çocukluk yaşından şu ana kadar bir gün en güzel bir terbiye, edeb, hayâ duygusuyla karşımda bulunmaktadır. Onu, kendime resmen vekil kıldım, nitekim vekilim olduğuna dair Padişahlık ferman ve iradesi de çıkmış bulunmaktadır.
Bu sebeple sizlere şunu bildiririm ki, çocuklarımın arasından irşada lâyık ve en üstünüdür. Benden sonra veliahddır. Onu sevmekteyim, onu seveni de severim, ondan nefret eden ve ona düşmanlık gösteren, benim de düşmanımdır. Yakınlarımdan, halifelerimden, müridlerimden biri onu sevmez ise ben de o kimseden uzak olurum, onlar da benden uzak olsunlar. Benim tarafımdan ve tarafım aleyhine, basılı veya basışız, bir söz veya iftira dolu bir şey yayınlanacak olursa bunun doğru olmadığı, bâtıl, yani geçersiz olduğu bilinmelidir.
Nitekim Yüce Allah (CC), iftira edenlere gereken cezayı verir. Böylece sizlere ve bütün müridlere söylüyorum: Bir şahıs tarafından veya müridlerden, benim bu vasiyyetime muhalif aleyhte yazılı bir yazı görürseniz, bunu önlemek ve yalanlamak için bana bildirmeniz gerekir. Bu yolda cümlenize başarı ve mutluluklar diler, Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz Muhammed'e, O'nun âl ve eshabına salât ve selâmlar olsun.
Şerefli Nakşibendiyye ve Kadiriye Tarikatı Hizmetkârı
Şeyh Muhammed Alâeddin el-Osmanî
Yukarıda muhtevası yazılı mektuptaki sözlerin Hazret-i Şeyh Alâeddin (KS)'e ait olduğunu, huzurumda söylenmiş, yazılmış ve tasdik edilmiş olduğunu beyan ederim. Ben, Biyara hanegâhında müderris olarak çalışmaktayım. Ve yine şahadet ederim ki, Hazret-i Şeyh (KS)'in buyruğu üzerine tarafımdan kaleme alınmıştır. Muhammed ibn Şeyh Molla Taha el-Balisani
Şahitler
Molla Hüseyin Molla Müderris Abdülkadir
"Şeyh Alâeddin (K.S.)'in Müslümanlara, halifelerine, müridlerine ve mensuplarına yazdığı ikinci mektubudur"
Âlemlerin Rabb’i olan Allah (CC)'a hamd eder, Hazret-i Âdem suyla çamur arasında iken Peygamber olan Efendimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e, O'nun âl ve eshabına salât ve selâmlar olsun.
Bu mektubumla bütün Müslümanlara, halifelerime, bizlere mensup müridlerime hitab etmekteyim. Selâm ve sevgilerimle hayırlı dualarımı sizlere sunduktan sonra oğlum Muhammed Osman Siraceddin’i, sağlığımda veliahdım, vekilim olarak tayin etmiş olduğumu bildiririm.
Merhum babam Şeyh Ziyaeddin (KS) Hazretleri’nin vasiyyeti ile bu kararı vermiş oldum. Zira kendisi, bu aile içinde, bu ulu tarikatı kazanmada ve bu tarikatı öğrenip anlamada üstün cehd ve gayret göstermiş, İslâm şeriatını yaymaya çalışmış olduğundan, bu tarikatı izleyenlerin irşad ve terbiyeleri için emir ve nehiy sahibi olarak kendisine yetki vermiş bulunmaktayız. Zira benden sonra bu işte en ehliyetli bir kimse olarak, çocuklarımın arasında en kifayetli olanı O'dur. Çünkü bütün gençliğini, Allah (CC) yolunda âlimlere ve fakirlere hizmet ederek geçirmiş ve bana üstün bir itaatle bağlı kalmıştır. Bu sebepledir ki halifelerime, mensuplarıma ve müridlerime Muhammed Osman Siraceddin'in çevresinde toplanmanızı ve onun emirlerine itaat etmenizi vasiyyet ediyorum. Ona itaat edeni ve seveni, ben de severim; ona karşı gelen, bizlerden değildir.
Oğlum Muhammed Zâhid'e verdiğim icazet hakkında sizlerde bir şüphe ve tereddüt hâsıl olmasın, bu icazet ile veliahdım olduğu düşünülmesin; diğer aziz oğlum Mevlâna Hâlide de, birkaç sene önce, vekilim olarak halifelik icazeti vermiş, talebelerin yetiştirilmesine memur etmiştim. Böylece bulundukları basamaklara göre, büyük kardeşlerinden sonra bu işlerle uğraşmalarını emretmiştik. Adlarını açıkladığım icazet sahibi çocuklarımın, diğer halifelerden daha üstün durumları vardır. Şimdi mensuplarımdan, müridlerimden gerek veliahdım Şeyh Muhammed Osman Siraceddin'e ve gerekse diğer halife olan çocuklarıma itaat etmenizi, emirlerini ifa etmenizi ve bu kardeşler arasında nifak ve ayrılık tohumlarım ekmemenizi diler, Allah (CC)’tan başarılar dilerim.
Bizler, mensuplarımızın üzerinden şüphe ve tereddütü kaldırmak için bu açıklamayı yapmak zorunda kaldık. Yüce Allah (CC)'tan, bütün Müslümanları fesattan, hainlikten, kin, kötülük ve iftiradan korumasını diler, bizleri iyi amellere yöneltmesini, işlerimizde başarılı kılmasını niyaz eylerim. Bu mektubumdan başka bir ibare ile benim adımla söylenecek, yazılacak veya rivayet edilecek bir şey çıkarsa bunun aslı ve esası olmadığı, geçersiz ve bâtıl olduğu bilinmelidir. Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz Muhammed'e, O’nun âl ve eshabına salât ve selâmlar olsun.
Şerefli nübüvvet güzelliklerinden her iki Nakşibendi ve
Kadiri tarikatının hizmetkârı
Şeyh Alâeddin el-Osmanî
Yukarda yazılı Şeyh Alâeddin Hazretleri’nin mektubunun, onun emriyle, huzurunda tarafımdan yazıldığını, şahadetle tasdik ederim.
Mollaoğlu Abdülkadir
Ve yine şahadetle tasdik ederim ki, yukarıda metni yazılan mektup, şeyhimiz ve üstadımız Şeyh Alâeddin El Osmanî'nin emir ve direktifiyle yazılmıştır.
Mirza Ahmed
Ve yine şahadet ve tasdik ederim ki, yukarıda metni geçen mektup, şeyhimiz Alâeddin El Osmanî’nin söz ve buyruklarıyla yazılmıştır.
Biyara’da müderris Muhammed Tahai el-Balistani
Keza yukarıda yazılan mektup, Şeyh Alâeddin Hazretleri’nin emir ve direktifi üzerine yazılmıştır, tasdik ederim.
Mevlâna Halid
Keza yukarıda metni görülen mektup, pederim Şeyh Alâeddin'in emri ile yazılmıştır, şahadetle tasdik ederim.
Muhammed Naci Alâi
Keza yukarıda metni geçen mektup ve içindeki açıklamaların, Şeyh Alâeddin'in emriyle huzurunda bulunduğum ve duyduğum cihetle doğruluğunu şahadetle tasdik ederim.
Muhammed İbrahim
''Hazret-i Şeyh Alâeddin (KS)'in, Şeyh Abdülhak Hâmid Nakşibendî Hazretleri’ne yazdığı mektuptur"
Sevimli mânevî oğlum Şeyh Abdülhak Hâmid Nakşibendî! Yüce Allah (CC), seni başarılı kılsın. Sıhhatinizi ve afiyetinizi sorup sual ettikten sonra Cenab-ı Hakk (CC)'tan, sizlere, ömür boyu hayırlı ve yararlı başarılar ve mutluluklar temenni ve dua ederim. Çünkü sizler, Bağdat'ta resmî muhabere ve işlerimizde, vekil sıfatında bulunmaktasınız. Sizlere bu tavsiyeyi lüzumlu ve uygun gördüm. Şöyle ki, bildiğiniz gibi, bu sıralarda yaşım doksanı geçmektedir. Kitap’ta: "Her nefis ölümü tadacaktır" buyrulmaktadır. İşte yaklaşan ölümün iz ve işaretleri olarak saçlarımın ağarması, ihtiyarlık hali bedenî güç ve kuvvetimin zayıflamasından, sonu-muzun yaklaştığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple çocuklarımın arasında gözbebeğim, en ehliyetli ve irşada yetkili olarak Muhammed Osman'ı veliahdım olarak vasiyyet ve tayin ettiğimi sizlere bildiriyorum. Sizlerin daha önceden de bildiği gibi, onu kendime vekil ve naib kılmıştım. Dolayısıyla benden sonra irşad makamına geçmesini bizzat emretmiş bulunuyorum; yapmakta olduğum bütün vazifeleri ölümümden sonra yüklenmesini emrettim.
Ve yine sizlerin malûmu olsun ki, bizlere ait işlerde tayin ve tevliye yönünden Biyara'da ve diğer yerlerde bulunan vakıf emlâki hususunda, hiç kimsenin müdahale etmeye hak ve yetkisi olmadığının bilinmesi gerekmektedir. Zatınızın, veliahdıma, her hususta yardım etmenizi vasiyyet etmekteyim. Hiçbir zaman bu vasiyyetimi gizleyip saklamaya tevessül etmemenizi, irşad ve tevliye hususunda ve hükümetin bana tevcih ettiği resmî işlerde, benden sonra muhatabın oğlum Osman'a intikal ettiğim beyan ederim. Hiçbir kimsenin bu işlere müdahale ederek fesat ve ayrılık çıkarmaya, vakıflarda veya irşad hususunda herhangi bir iş ve aidiyyeti bizlere ait olan küllî ve cüz'î işlere el koymasının hak ve hukuku olmadığını beyan ederim.
Bu sebeple yazdığım vasiyyet mektuplarının iyice okunup anlaşılmasını cümlenizden isterim. Yazılanlara uyduğunuz takdirde, bizlere dostluk ve sadakat hakkını ödemiş olacağınızı ve bunun sonucu olarak güzellik ile başarıya ulaşacağınızı; bu yazdıklarımızdan herhangi bir kısmını gizlemiş ve yapmamış olursanız, bana ve tarikata karşı günah işlemiş olacağınızı bildirir, bu tavsiye ve vasiyyetimin gazetelerde yayınlanmasını taleb eder, Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz'e, âl ve eshabına selâm ederim.
Şerefli Nakşibendîyye ve Kâdirîyye hâdimi
Şeyh Alâeddin el-Osmanî (25.11.1951)